Home
SANITAS MAGISTERIUM EDUCATION
Workspaces and Experiences
Lecture Notes
Course Videos
International Journal of Health Administration and Education
Online Books
International Meetings
Stories To Myself
Contact
 Quick Access
- Home Page
- About Us
- Services
- News
- Articles
- Contact
SERVICES
HomeServices « back
Sistem yaklaşımı YÖNETİM & ORGANİZASYON

Önceki derslerin Özeti :

Yönetim kavramı, en geniş anlamda ortak bir amacı gerçekleştirmek için işbirliği içinde çaba gösteren birey ya da grupların etkinlikleri olarak tanımlanabilir. 

Yönetim Teorileri : 

lKLASİK YÖNETİM TEORİSİ

     lNEO-KLASİK YÖNETİM TEORİSİ
     lMODERN YÖNETİM TEORİSİ
lYönetim bilimi içerisinde Frederick  Taylor, Henri Fayol ve Max Weber tarafından geliştirilen yönetim teorileri genel olarak “klasik yönetim teorileri” olarak bilinmektedir. Her üç teorinin belirgin özelliği, örgüt ve yönetimde insan boyutunun yeterince dikkate alınmamış olmasıdır. 
Neoklasik Teori : 
lSadece yapı üzerinde duran klasik teorinin insan unsurunu pasif saymasına karşılık,  neo- klasik teori bir örgüt yapısının etkinliğini belirleyen unsurun insan olduğunu göstermiştir.
Bu dönemde dikkati çeken; örgütün bir sosyal sistem olduğu ve insanın bu sistemin en önemli unsuru olduğunun ortaya konulmasıdır. Bu teoride özellikle X;Y;Z teorisi ele alınır.
X , Y ve Z teorisi olarak üç grupta incelenir.
Bu teoriye göre:

 İnsan doğası gereği çalışmayı sevmez ve mümkün mertebe işten kaçar

vBu nedenle onun çalışmasını motive etmek, ödüllendirmek, kontrol etmek ve gerektiğinde de cezalandırmak gerekir
vİnsanlar sorumluluktan kaçma eğilimindedirler ve yönetmek yerine yönetilmeyi tercih ederler
vBirey, işinde özellikle ve öncelikle iş güvencesi arar 
vİnsan için çalışma isteği; dinlenmek ve eğlenmek kadar doğal bir istektir ve çalışmak başlı
 başına birey için tatmin kaynağı olabilir
vSadece kontrol etmek ve cezalandırmak kişiyi, organizasyonun amaçlarını gerçekleştirmeye
 yöneltmeyebilir.
vİnsan sadece sorumluluk yüklenmeyi değil, uygun şartlar oluştuğunda sorumluluk aramayı
öğrenebilir. Sorumluluktan kaçmak insanın doğasında olan bir özellik değildir 
vİnsan, kendi kendini yöneterek ve denetleyerek de bu amaçlara ulaşabilir 
Bu nedenle işe insan alırken sorumluluk yüklenen çalışmayı bilen ve eğlenme gibi gören ve çıktıları başarılı insanlar  işe alınır.
lYönetim ve örgüt konusundaki modernleştirme yaklaşımları, 1950 - 1960 yılları arasında Modern Yönetim Düşüncesinde neoklasik yaklaşıma paralel olarak başlatılmıştır. 
Bu yaklaşımın temelini oluşturan akımlar Sistem Yaklaşımı ve Durumsallık Yaklaşımı’dır.

  Modern kuramı, davranışsal, sayısal ve sistem yaklaşımına dayanır. Modern örgüt kuramı kapsamında durumsallık ve sistem yaklaşımı incelemeye çalışacaktır.

  Sistem yaklaşımında, örgüt bir birine karşılıklı olarak bağlı bir takım alt sistemlerden oluşan ve çevresiyle girdi-çıktı ilişkisi bulunan açık bir sistem olarak tasarlanır.
Diğer yandan sistem yaklaşımı örgütü bir “bütün” olarak ele alır.
Sitem yaklaşımında yönetim. Örgütün çevresine uyumunu sağlayan ve alt sistemler arasındaki ilişkilerini düzenleyen alt sistemlerden birini teşkil eder.
Sistem yaklaşımının diğer yaklaşımlardan en büyük farklarından biri, örgütü açık sistem olarak tasarlamasıdır. Sistem, “bir birini düzenli bir biçimde etkileyen, bir birine dayanan öğelerden oluşan bir bütündür”. 
 
ANCAK ÖRGÜT VARSA SİSTEM VARDIR:
BU TAKDİRDE ÖRGÜT NEDİR ? 
 
Barnard’a göre, örgüt: iki yada daha fazla bireyin bilinçli olarak eşgüdümlenmiş etkinlikleri sistemidir.
BARNARD KİM OKUNACAK SINIFTA SORACAGIM 

Etzioni’ye göre, belirli amaçları gerçekleştirmek amacıyla kasıtlı olarak oluşturulmuş planlı birimlerdir.

ETZONİ KİM ARAŞTIRILACAK SORACAĞIM

Örgütlerin üç öğesi vardır:

*Birbiriyle etkileşimde bulunacak bireyler

*Ortak bir amaç

*Amacı gerçekleştirmeye istekli olma

 

Gene Barnard’a göre bir örgütün yaşamını sürdürebilmesi iki koşula bağlıdır:

 

Etkililik, bir örgütün amaçlarını gerçekleştirmesiyle yada amaçların

gerçekleştirilme derecesiyle ilgilidir. Bu durum örgütü verimli de yapar.

Yeterlilik ise örgütün amaçları doğrultusunda çalışmaya gönüllü yeter sayıda birey bulma ve bu bireylerin gereksinmelerini karşılamayla ilgilidir.

 OKUNACAK : www.womenlead.sakarya.edu.tr/docs/Yonetim.ppt

 

Sistemin Tanımı ve Öğeleri

 

Çeşitli web kaynaklarından ve kitaplardan derlenmiştir 

LÜTFEN OKUYUNUZ (acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/174/445.htm)

 

Sistem, özellikle endüstri devriminden sonra ekonomik ve sosyal alanlarda kullanım alanı genişleyen bir kavramdır. Temel ve uygulamalı bilimlerde, teknolojide ve üretim tekniklerindeki gelişmeler, sistem kavramının her alanda kullanılmasına olanak tanımıştır.

Günlük konuşmalarımızda bile sistem kavramını sıkça kullanmaktayız; eğitim sistemi, sağlık sistemi, havalandırma sistemi, dolaşım sistemi, otomasyon sistemi, yönetim bilgi sistemi gibi. Bu örnekleri kullanım alanlarına göre çoğaltmak mümkündür.

Sistem kavramının çağdaş anlayış içerisinde incelenmesi ve bilimsel olayların sistem görüşü çerçevesinde ele alınması 20. yüzyılın ortalarında başlamıştır. Bu anlayış beraberinde genel sistem anlayışını getirmiş ve her bilim dalına uyarlanabilecek bir sistem teorisi gelişmiştir. Genel sistem teorisi şu temel kavramları öne sürmektedir:

-         Fonksiyonları yerine getiren bir bütün, daima bileşenlerinin toplamının oluşturduğu değerden daha büyük bir değere sahiptir;

-         Bütün, bileşenlerin doğasını belirler;

-         Bileşenler bütünden soyutlanarak incelendiklerinde yeterince anlaşılamazlar;

-         Bileşenler dinamik olarak birbirleri ile ilişkili veya bağımlıdırlar (Esen, 1985: 4).

Sistem kavramı aslında içinde bulunduğu uygulama alanlarına göre farklı özellikler alabilen esnek bir kavramdır. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi her alana uyan bazı ortak özellikleri vardır. Sistem genel olarak, aralarında ilişki olan öğelerin oluşturduğu bir bütündür. Sisteme ilişkin ayrıntılı ve açıklayıcı tanımlar vermek gerekir ise;

Belirli girdileri alarak uygun olarak işleyerek, belirli çıktılar arasındaki ilişkiyi gösteren bir fonksiyonu amaçlayan varlıklar ve öğeler topluluğudur (Erkut, 1989:14).

Sistem, “bir işletmede bir faaliyeti gerçekleştirmek amacıyla bütünleştirilmiş bir plan oluşturmak üzere, birbirleri ile ilişkili çeşitli süreçlerin oluşturduğu bir şebekedir” (Aydın, 1988:149).

Sistem, “aralarında belirli ilişkiler bulunan aynı zamanda çevre ile de ilişkisi olan, bir veya daha fazla amaca, hedefe ve sonuca ulaşmak üzere birlikte hareket eden fiziksel veya kavramsal birçok bileşenden oluşan bir bütündür” (Çapar, 1993:53).

Sistem, “fiziksel olan olmayan, aralarında ilişki bulunan, belirli bir amaca ulaşmak  için, birbirleriyle etkileşimde olan elemanlar grubu” (Ergen, 1988:2).

Tanımlarda, sistemin bazı ortak özellikleri göze çarpmaktadır. Öğeler, ilişkiler ve faaliyet (eylem) sistemlerin ortak noktalardır. Bu noktalardan hareketle, sistem öğelerden oluşmuştur. Bu öğeler arasında çeşitli boyutlarda ilişkiler vardır. Öğeler arasındaki ilişkiler ise belli bir amaca hizmet etmeye (faaliyete - eyleme) yönelmiştir.

Sistemin öğeleri sistemi meydana getiren parçalardır ve bu parçalar sistemin bulunduğu alana göre değişiklik gösterir. Yönetimi oluşturan planlama, organizasyon, yöneltme, koordinasyon, karar verme ve denetleme işlemleri yönetim sisteminin birer öğesidir.  Bir bilgi merkezini meydana getiren bina, personel, derme, kullanıcı, bütçe ve teknoloji kütüphane sistemini oluşturan parçalardır. Bu parçalar kendi içlerinde de öğelere ayrılabilmektedir. Örneğin bir bilgi merkezindeki kullanıcı hizmetleri bölümü, ödünç verme birimi, kütüphaneler arası ödünç verme ve danışma hizmetleri birimi öğelerinden oluşmaktadır.

Sistemler, öğelerinin sistem içerisindeki ilişki şekillerine göre adlar alabilir. Birleşik ve bütünleşmiş parçalardan oluşan herhangi bir olay, yapı, kavram veya faaliyet bir sistem olarak nitelendirilebilir. Bunlar yeri geldiğinde konu, amaç, mekanik parça, düşünce, kuruluş, kişi, bilgi  gibi somut veya soyut kavramlar da olabilir.


Sistemin Özellikleri

Sistemlerin amaçlarına ulaşabilmeleri için düzenli çalışmaları gerekmektedir. Bu düzeni sağlamak sistemin öğelerine ve bu öğelerin bazı özelliklerine bağlıdır. Daha önce yapılan sistem tanımlara göre; sistemin üç temel bileşenini ve sistemin çalışmasına yardımcı olan diğer özellikler şöyle sıralanabilir. Bu özellikler sistem yaklaşımının daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.

-          olayların, nesnelerin karşılıklı ilişkileri ve karşılıklı bağımlılıkları;

-         amaca doğru ilerleyiş;

-         çevre;

-         sınırlar;

-         dengeli durum;

-         değişkenler ve parametreler;

-         entropi (düzensizlik, aksaklık eğilimi);

-         girdi, çıktı ve geri bildirim;

-         şekil değiştirme (dönüşüm);

-         eş sonluluk;

-         hiyerarşi;

-         bütünlük (Marşap, 2000:15; Çapar, 1993:52-53).

Sistemin genel yapısını gösteren  3. şekilde yuvarlaklar, öğeleri; oklar ise öğeler arası ilişkileri göstermektedir. Girdi, sistemin öğeleri arasındaki ilişkileri harekete geçirir ve işlemler dizisini başlatarak, girdinin çıktıya dönüşmesi sağlar bu da faaliyeti yani bir amacı gerçekleştirmeyi göstermektedir.

MUTLAKA OKUYUNUZ :  http://www.pa.edu.tr/APP_DOCUMENTS/D478B2AD-3813-4555-9629-6332F8CF8D33/cms_statik/_dergi/2010/1/5-Makale%20105-123.pdf 

 

Bir önceki derste örgüt kavramlarını anlatmıştık. Her örgüt aynı zamanda bir sistemdir.

nHer örgüt bir sistemdir. Her sistemin de alt sistemleri vardır
nHer örgüt bir çevre içindedir ve örgüt çevreden mutlaka etkilenmektedir

Modern yönetim kuramı klasikler ve neoklasikler gibi sadece ticari örgütleri değil, sosyal örgütleri de yapısında toplayarak bunları analiz eder, yaptırım ve bildirimlerde bulunur.

 

ÖDEV : OKUNACAK VE ŞEMALAR YAPILARAK ÖZETLENECEK :


http://idari.cu.edu.tr/dergi/2013/C%C4%B1naroglu.2013.1.pdf

 

 

Home | About | Workspaces | Lecture Notes | Course Videos | Articles | News | Online Books | International Meetings | Contact | Tags © All Rights Reserved